25 Ağustos 2010 Çarşamba

Christina Aguilera - Bionic


Bionic, son yıllardaki electronic-pop alt yapılı albümler furyasının meyvesi olarak raflardaki yerini aldı geçtiğimiz aylarda. Zaten bir önceki albüm, Xtina’nın en iyilerinin toplandığı Keeps Gettin’ Better: A Decade of Hits’de bu tarza kayacağının sinyallerini vermişti. Mtv Müzik Ödüllerinde, Genie in a Bottle’ın yeni versiyonu ve Keeps Gettin’ Better’la sergilediği performans sonrasında da büyük bir kesim tarafından Lady Gaga’ya benzetilmişti. Bionic’in çıkış habercisi Not Myself Tonight kliplendirildiğindeyse bu tez tescillenmiş oldu. Aguilera’nın klibi bariz Bad Romance’i andıran sahneler içeriyordu. Sahneleri de bir kenara bırakın, cinsel öğelerin tavan yaptığı bu cesaret de nereden gelmişti? Öyleki Dirty zamanları Not Myself Tonight yanında oldukça muhafazakar kalır. Ayrıca çok iyi biliyoruzki, Aguilera seksapalite ve cüretkarlık içeren bir iş tutulduktan sonra hep gaza gelmiştir. Bakınız: 2003, Britney Spears - I’m a Slave 4 U. Şimdi de Gaga’nın kaçınılmaz yükselişinden sonra böyle bir işin gelişi hiçte şaşırtıcı olmadı açıkçası. Peki Bionic, Aguilera’nın müziği adına bir şeyler yapmıyor mu? Son zamanlarda güçlü sesine yoğunlaşarak kendini ayrıştırmaya çalıştığı Britney – Xtina kapışmasına tam ara verir gibi olmuşken, böyle bir tarzda şansı ne olabilirdi?

Elimizde, bonuslarla birlikte 24 şarkılık bir materyal var. Yani sanmayınki Xtina kıyısından köşesinden, suya sabuna dokunmadan, 1-2 şarkıyla geçiştiriyor albümü. Kapak tasarımından şarkıların isim ve içeriğine kadar elektronik esintileri içeren bir bütünlük var, en azından dışarıdan bakınca. Ancak albümün içine girdiğimizde durum pekte öyle değil. Aguilera tedbiri elden bırakmamış ve baladlara yine ağırlık vermiş. Yani albümün yarısı Bionic, geri kalan yarısı Back to Basic desek daha doğru olur. Bu noktada Sia’ya da değinmemiz gerekiyor. Evet evet şu bildiğimiz müzikal deha, buğulu ve depresif sesiyle bizi bizden alan, yaptığı sanatsal bir o kadar da duygulu işlerle bildiğimiz, popüler müzikle alakası olmayan Sia. Fakat detaylara inmeden önce albümdeki şarkılara sırasıyla yakından bir bakalım.

Albüme ismini veren ve açılış şarkısı olan Bionic hangi akla hizmet eden bir şarkı anlayan varsa bana da anlatsın lütfen. Tamam, robotik bir hava yaratmaya çalışıyorsun da bu şarkı intro desem değil, albüme ısındıran bir girizgah desem değil (dinlemeye tahammül bile edemiyorum), deneysel bir şeyler yapmaya çalışılmış desem hiç değil! Demek ki neymiş, öyle “viki-viki, pavv-çuv, vıdı-vıdı, bionic, supersonic, electronic” diye kafa şişirmekle olmuyormuş bu iş. Neyse ardından çıkış parçamız Not Myself Tonight geliyor da albüme hemen eksi puanı yapıştırmıyoruz. Alt yapılar adına çok yeni bir şey görmesekte iyi iş çıkarılmış, cüretkar ve tahrik edeci vokallere sahip bir parça. Hatta klibini izlerken “bu biraz fazla mı kaçmış ne” dedirten cinsten. Sıradaki parça Woohoo, kısmen de olsa Can’t Hold Us Down’ı hatırlatabilir. Hareketli ve eğlenceli sayılabilecek parçanın kliplendirilmesi muhtemel. Ardından gelen Elastic Love introsuyla çok kısa bir süre Goldfrapp havası yaratıp heveslendirse de, Xtina dinlediğimizi hatırlayıp şarkının pekte kayda değer bir iş olmadığını görüyoruz. 5. parça Desnudate albümün iyilerinden. Bu parçada Aguilera’nın önceki albümlerinde de sıkça sergilediği İspanyolca hünerlerini görüyoruz. Özellikle nakaratta “oh quitate oh la ropa, oh librase oh ahora” (Google Translate’den baktığıma göre “giysilerini çıkart” gibi bir anlama geliyor.) bölümündeki vokal kulağa çok hoş geliyor.

Albümde, Love & Glamour adında bir intro var. Bu intro da Glam adındaki modayla ilgili sözleri içeren parçaya bağlanıyor. Lady Gaga’nın müziğinin yanı sıra modaya olan ilgisinin kendisine çok büyük bir artı olarak döndüğünü bilmeyen yok. Introdaki “Fashion is a lifestyle” sözleriyle Aguilera’nın yine Gaga taktiği uygulamaya çalıştığını görmekte zorlanmıyoruz. Bionic’deki 2. intro Morning Dessert, ardından gelen Sex for Breakfast’ı tamamlar nitelikte. Bu parçanın vokallerinde Aguilera yumuşak bir tonda kulağımıza fısıldıyor. Haiti’ye yardım amaçlı yapılan konserlerde söylediği şarkı Lift Me Up albümde de yer alıyor. İyiki de alıyor keza Bionic’de en sevdiğim balad bu. Güçlü sesiyle oldukça duygulu bir şekilde seslendiriyor parçayı. Xtina annelik sıfatını da eklemeyi uygun görmüş albüme. 3. introda bebeğinin ilk kez “mama” deyişine tanıklık ediyoruz. Zaten bu noktadan sonra albüm “Back to Basic” bölümüne geçiş yapıyor diyebiliriz. Yani Sia destekli baladların başladığı kısıma. Sia olayına da bir açıklık getirmek gerekirse, Xtina müziğini çok beğendiği Sia’yı albüme bir şekilde dahil etmek istemiş ve birlikte yaptıkları çalışmalar sonucu Aguilera Sia’nın şarkılarını okumuş. Hem de neredeyse Sia’ya özgü bir yorumla. Ben bu durumdan pek memnun kalmadım açıkçası. Albüm çıkmadan çok önce duymuştum bu ortaklığı ve Sia’nın neden böyle bir çalışmaya onay verdiğini anlayamamıştım. Çünkü Sia gibi müzik kalitenin tavan yaptığı işler çıkaran birinin popüler müzikle pek alakası olmaz. En azından bana öyle geliyor. Yine de Aguilera’nın sesinden bile olsa Sia’nın yazdığı parçalardaki derinlik dikkat çekecektir. Zaten 2. klipte Sia’nın parçası olan You Lost Me’ye geldi.

Geriye kalan bonus parçalardan Vanity ve Bobblehead insanın sinirine dokunabilecek tarzda vokallere sahip parçalar. Monday Morning, bonus olamayacak kadar iyi kotarılmış, hatta albümün en iyilerinden biri diyebilirim. Bunların dışında, özellikle sona sakladığım ve Bionic’teki diğer bütün işleri kenara bırakarak değinmek istediğim bir parça varki o da; Birds of Prey. Aguilera’nın Bionic’te yapmaya çalıştığı tarza en çok yaklaştığı şarkı bu olmuş. Hatta ve hatta bugüne kadar yaptığı en iyi parçalardan biri diyebilirim. İnanın Xtina’ya 2-3 numara büyük kaçacak kadar şahane bir şarkı. Ancak hakkını vermek lazım, hiç bir sıkıntıya uğramadan kusursuzca kaydedilmiş. Yüksek seste, tekrar ve tekrar dinlenesi cinsten.

Kısacası dönemin işleriyle doğru ortanlı giden bir albüm Bionic. Çok büyük beklentilerle dinlememekte yarar var, yine de Birds of  Prey albümü sevmek için oldukça güzel bir mazeret.

Hiç yorum yok: